Mart Kedisi yatakta çeşitli oyunlar oynamaktan hoşlanan biridir. Değişik duygular yaşamasını sever ve partnerinin yataktaki davranışlarından yola çıkarak onun normalde nasıl bir adam olduğu konusunda kendi kendine fikirler üretip kız arkadaşlarıyla paylaşmak en büyük eğlencesi. Bu blogu da aslında bu amaçla açmıştım. Ama boşladım işte bayağıdır. Başka bloglarım var onları da boşluyorum. Bu aralar yine bi yazma şevki geldi, buna rağmen canım uğraşmak istemiyor.
Aşığım lan.
Kasım'dan beri bir erkek arkadaşsı adam edindim. Zor bir ilişki oluyor.
Birbirine bu kadar zıt iki insan. Ama seviyoruz da birbirimizi. Buna rağmen bir şekilde yatakta yaşadıklarımızla ilerleyebiliyoruz yalnızca. Fazla konuşan bir adam değil. Daha çok dokunarak, homurdanarak veya komik ses efektleri ile nasıl hissettiğini belli eden bir insan. Çok ilginç buluyorum onu.
Bayağı zamandır bu sadizm & mazoşizm konularında bişeyler okudum böyle. İlginç ilginç düşüncelere kapıldım, sonuçlara vardım okuyucu.
Depeche Mode'un Master and Servant'ı vardır:
domination's the name of the game
in bed or in life
they're both just the same
except in one you're fulfilled
at the end of the day
Olay bundan ibaret, domination/domine etme/üstünlük sağlama insan ilişkilerini yapılandıran temel bir içgüdü dersem yanlış olmaz sanırım.
Anne-çocuk, anne-baba, baba-çocuk, kız arkadaş-erkek arkadaş, erkek arkadaş-erkek arkadaş vs vs liste uzatılır, şöyle ki ilişkiye ve iletişime geçtiğimiz her insanla böyle bir üstünlük sağlama pozisyonuna geçiyoruz.
Romantik ilişkide bu durum daha belirgin elbette ki, çünkü iyice ilkel böyle seksüel saldırganlık duyguları işin içine giriyor.
Etrafınızdaki çiftleri gözlemleyiniz. Çoğumuz hissetmişizdir, başkasının ilişkisine bakınca böyle bir tiksinme, yabancılama, anlamama, garipseme duyarız. Kapı gibi adamdır, götten bacak kız arkadaşından sürekli fırça yer. Ya da cici mi cici akıllı bir kızdır, öküzün birine vermektedir, onun sözünden çıkmaz. Uyuz oluruz. Size de oldu dimi lan :(
Durumları şöyle okuyorum. Çiftler birbirlerini günlük yaşantıda sürekli bi takım alanlarda domine etme uğraşındalar. Halbuki yatakta rahat olabilseler, üstünlük sağlamak isteyen üstünlüğünü yatakta sağlasa tatmin olsalar, normal hayatta birbirlerine böyle çirkin ve garip davranmak zorunda kalmazlardı. Yaa.
Her insanda olan normal duygular aslında bunlar.
Yurtdışında gözlemlediğim ilginç bir fact: Doğulu kadınlar (müslüman ülkelerden gelen veyahut asyalı işte) romantik ilişkilerinde aslında ne kadar dominantlar, Avrupalı kadınlara fark atarlar fark!!!
Neden, çünkü içinde yetiştikleri toplumda zaten kadın-erkek eşitliği yok, baştan kabulleniyorlar durumu. Yaşayarak öğreniyorlar işte herifleri domine etmenin inceliklerini. Yaygın Avrupa'da, İranlı, Türk, Asyalı veya Güney Amerikalı kadınlar kuzeyli erkeklerin başlarını döndürüyorlar güçleriyle.
Kadın-erkek eşitliği fikriyle büyümüş yetişmiş Avrupalı kadınlar ise fellik fellik kara derili heriflere veriyorlar, çocuk peydahlıyorlar evleniyorlar filan, kıskançlıklarını maçoluklarını çekiyorlar. Çok ilginç.
Mart Kedisi kadının kadın, erkeğin erkek gibi olmasından daha çok keyif alır.
Kadın gibi olmak, dantelli jartiyer-kırmızı oje-upuzun saçlar filan gibi şeylerle tanımladığım bir şey değil. Tıpkı erkek olmanın höt-sötlükle, göğüs kılıyla filan alakası olmadığı gibi.
İlişkide erkeğin erkekliğini gücüyle hissettirmesi olayı vardır.
Güçlü bir erkek kendine güvenen, karşısındakine saygı duyan fakat gerektiğinde onu koruyabilecek, sakin, zeki, olayların tümüne hakim bir erkektir.
Arkadaşlık ilişkilerimde de, bugüne kadarki aşk ilişkilerimde de bugüne kadar hep çok dominant bir görüntü çizmişimdir. Bunu bugünlerde daha iyi anladım.
Yatakta sertlikten ve domine edilmekten hoşlanıyorduysam da, normal hayatta durmaksızın her konuda kat be kat üstünlük sağlayarak herifleri ezmişim farkında değilmişim. Bir ton kıskançlık ve agresiflik gösterilerine "seve seve" katlanarak ancak kendimi kadın gibi hissedebilmişim. Karşımdaki herifler o kadar güçsüzmüş ki aslında onlardan hiç bir an bile korkmamışım ve saygı göstermemişim onlara. Onlar da mecburen yeri geldiğinde camları pencereleri indirmişler. Ne hastalıklı.
İşte bende durumlar böyle vuku bulmuşken karşıma P çıktı ansızın. Yatakta "hayır" diyor. Ne maymunluk yapsam, "hayır" hayır. Zamanında kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığım erkekleri düşündükçe, hem onların hem kendi zavallılığımdan tiksiniyorum. Gözlerimin içine baka baka boşalıyor. Çok tehlikeli bir bakış, sırf o bakışa aşığım, başka hiç bir şey değil. Düşündükçe tahrik oldum birden şimdi.
Aramız iyi değil, bu ilişki yürümüyor. Malesef pis bir acı çekiyorum birkaç haftadır ve libidomda düşme var.
Mart kedisi ilham geldikçe döner.
24 Ocak 2011 Pazartesi
23 Mart 2010 Salı
Alien pornosuna giriş
Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen
burayı tıklayın.
17 Mart 2010 Çarşamba
En berbat seks durumları
Seks ki, ne güzel aktivitemizdir.
Orgazm, doğanın insana elleriyle sunmuş olduğu bir tribe girme, kafa yaşama olayıdır.
Hem ruhen, hem bedenen insan doyar, üstelik ilginç bir şekilde sağlıklı bir şey.
Halbuki bu kadar doyurucu olup da aynı zamanda sağlıklı olan başka bir şey yok sanırım dünyada, bakınız drugs, alkol, fıstıklı köfteden ali nazik kebabı, çayıdır, kahvesidir, sigarasıdır, hepsi zarar hepsi zarar.
Bir seks yapmak sağlıklı, onu da kondomla yapmak şartıyla elbette, neyse.
Hem bu kadar doğal bir aktivite aslında, yani doğal olarak bunu yapmamız zaten gerekiyor, ve bunu doğal olarak biliyoruz da.
Hem de -artık günümüzün seksi pazarlayan ve satan tüketime dayalı ekonomik yapısından mıdır, seksin halen toplumsal yaşantıda en büyük tabu olmasından mıdır bilinmez- yapana kadar binbir zorlu yolları aşmayı gerektiren, sonundaysa çoğunlukla hayalkırıklığı ile başbaşa kalıverdiğimiz bir tuhaf gizemli hareketler bütünü işte.
Binbir badireleri atlattınız.
Kadın dergilerindeki kozmetik reklamlarında gözünüze sokulan bulimik -ya da "ideal ölçülü" "mannken gibi"-, büyük dudaklı, minicik taş gibi popolu, iri göğüslü o kadının siz olmadığınızı, olamayacağınızı anladınız, veya hala anlamadınız.
Çocukluktan beri "erkeklere güvenmemek" gerektiğini iyice öğrenmiştiniz, bunca problem edilen bekaret kavramının saçma sapanlığını kafanızda çözebildiniz, kendi vücudunuzun sahibinin siz olduğunu sonunda ilan ettiniz, bilinçaltınıza yerleşmiş seksüel korkularla yüzleşmeye karar verdiniz, veya bunların hiç birini hala tam olarak gerçekleştiremediniz.
Eliniz masturbasyon tutmaya başladığından beri aşinalığınızın arttığı porno dergilerdeki kas yığını, büyük pipili, kadınları zevkten çıldırtan o erkeğin siz olmadığınızı, olamayacağınızı anladınız, veya hala anlamadınız.
Çocukluktan beri "kızlardan istemek, bıkmadan usanmadan istemek" gerektiğini iyice öğrenmiştiniz, ama artık kızların durmadan "vermeye" zorlanacak ruhsuz birer beden olmadığını anladınız, kendinizin her bulduğu deliğe girip sonsuza kadar tepinebilme gücü ve iktidarına sahip bir çükten daha fazlası -değerli ve güzel bir ruh, bir mucize olduğunuzu- keşfettiniz, veya bunların hiç birini hala tam olarak gerçekleştiremediniz.
Bir kadın ve bir erkek bu yollardan geçer, yatağa girerler.
Peki olabileceklerin en kötüleri nelerdir?!
Eğitici kısmı bitirdik, şimdi itiraf zamanı, utanalım gülelim :)
1.Başarısız fiziksel kusur saklama çabaları:
Göbek olur, popo sivilcesi olur, koca popo olur, alınması ihmal edilmiş fırça gibi bacak kılı olur. Yukarda dediğim gibi, kendimizi pornodan fırlamış gibi olmak zorunda hissettiğimizden, komplekslerin bini bir para beyler bayanlar.
Göbeği içeri çekeyim derken olaydan tamamen uzaklaşmak mı dersin, gıdıklanıyormuş gibi numara yaparak o eli o kıllı bacaktan uzak tutmaya çalışmak mı dersin.
En güvenlisi misyoner pozisyonunda ceset gibi yatmaktır, hiç bir riski yoktur ancak sıkıcıdır o da işte. Beylerin göbeklerini saklamak gibi bir şansları olabileceğini sanmıyorum -ki zaten öyle bir çaba içerisine de hiç biri girmiyor pezevenklerin neyse.
2.Kötü kokan cinsel sıvı sorunsalı:
Malum vajina her daim nemli ve kapalı bir ortamda kalan bir tuhaf organımızdır. Kolayca mantar üreyebilir, sentetik iç çamaşırıydı falan. Regl dönemi var, öncesi var, sonrası var. Normal şartlarda vajinal sıvıların kötü kokmaması gerekir, lakin normal şartlar her zaman kolaylıkla korunamayabilir. Her kadın kötü kokan vajina dönemleri geçirmiştir.
Penis ve testisler desen onlar da bir tuhaf organlar. Afedersiniz taşak kokusu diye bir olgu neredeyse bütün erkeklerde oluyor, ki güzel bir koku değil. Terlemek, dar iç çamaşırları vesaire bu kokuyu arttırıyor. Her gün yıkanmak bu soruna bir çözümdür. Bunun dışında herhangi bir cinsel hastalık taşımayan erkeklerde, penisten gelen sıvılar renksiz ve kokusuz olmalı normal durumda. Buna rağmen yurtdışında edindiğim sünnetsiz erkeklerle seks tecrübelerimde anladım ki, sünnet candır. O sünnet derisini geriye ittirip içinden çıkan vıcık vıcık nemli pespembe neşeli pipiyi mide bulantısız ağzıma almam mümkün olmadı bugüne kadar.
Kötü koku sekste konsantrasyonu azaltabilir, partnerle ilgili "acaba bir hastalığı mı var" gibi kuşkular uyandırabilir, direk mide bulandırabilir, utandırıcı ve kötüdür. Çözmek gerekir.
3.Oral seks esnasında ağza kaçan kıl sorunsalı:
Aslında en kötü durum sayılmaz, hatta komik bir durumdur. Ancak o kılla olaya devam edilemez. Durmayı ve kılı ağzın içinde bulup çıkartmayı gerektirir. 5-15 saniye arası pause'dir.
4. Anal seks esnasında bağırsak bozulması:
Ehem evet, bence listemizin en fena maddesi budur beyler bayanlar. Başka çiftlerde de duydum, benim de başıma geldi, peşin peşin itirafımdır.
Sebebi tabii ki, işte sindirim sisteminde bi tuhaflık olması filan, hepimiz kimi zaman ishal kimi zaman kabız oluruz. Anal seks süregelirken, işin püf noktalarını çok dikkate almak gerekir. Erkek kadını kati surette zorlamamalı, tercihen seks shoptan alınmış bir kayganlaştırıcı-olmadı vazelin ile giriş çıkış kesinlikle kolaylaştırılmalıdır. Eğer kadın yapamayacağını hissediyorsa, vazgeçmek ve daha sonra denemek gerekir. İlk giriş çıkışlarda son derece yavaş hareket edilmelidir, ilişkiyi kadın yönetmelidir.
Erkek öyle harala gürele ehhöhheöğ diye olaya girişirse, kadın da doğal olarak bir refleksle kendini kasar birden ve olaylar gelişir. Benim tecrübem aynen bu şekilde gelişti ve acayip utanç vericiydi. Ne olup bittiğini zaten kokudan o an anladık ve başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Yerin dibine girmek, dünyaya hiç gelmemiş olmak istedim. Ağlamadım ama, ağlamaya çok yakındım. Dinlediğim diğer hikayelerde de, kakasını tutamayan kızcağızlar ağlama çıldırma krizlerine girmişlerdi. Çok iyi anlıyorum o utancı.
Allah kimseye vermesin, çok fena çok.
5.İktidarsızlık:
Küçük pipi hiç problem değilken iktidarsızlık gerçek bir problemdir, bir kadın olarak şahsi düşüncem bu yönde. Ya da Türk kızı olarak alışkınlığımdan mıdır, pipileri hep önümde hazır nazır bulmaya bilmiyorum ama, kalkmayan bir pipiyi kaldırmaya çalışmaktan daha zahmetli, fena bir iş yok. Tabii bu bahsettiğim sadece ilk seksler için geçerli. Yoksa ben de severim, erkek arkadaşım tembel tembel uzansın, ben o pipiyi kaldırmaya çalışıym sonra gelsin pozisyonlar.
Bir çocuktan hoşlanıyordum, onun evindeydik, koltukta uzanıp film izledik sarılıp sarılıp, bira içiyoruz, acayip anlaşıyoruz, gece bizim, belli bir sevişme gelecek.
Uzun uzun öpüşmeler, okşamalar, iyi gidiyorduk. Sonra ileri safhada farkettim ki aşağıdan tık yok. Ne kadar okşadıysam, sırnaştıysam, soyunduysam kalkmadı. Saksoya yeltendim, çocuk gurur yaptı onu da istemedi, küfür filan etmeye başladı. Kendisi kaldırmaya çalıştı, yine olmadı. Kısacası olayımız yarım kaldı böylece. Bir daha da görüşmedik, ne o aradı, ne ben. İşin kötüsü insan komplekse giriyor. Kaldıramıyor muyum lan? diye düşünüyor. Bir de çocuk utandığı için de utandım, fena bir kısır döngüye girdik o anda.
İktidarsızlığın psikolojik sebepleri vardır çoğunlukla. Ancak kötü beslenme, alkol, sigara gibi alışkanlıklar da pipiyi kötü etkiler. Spor mesela iktidarsızlığın biricik düşmanıdır, sağlıklı yaşamak gerekir vesaire. Zaman zaman her erkek yaşayabilir ancak sürekli olursa seks yaşamı diye bir şey kalmaz, kötüdür. Tedavi gerektirir.
6.Seksin sabotaja uğraması:
İçeri aniden biri girmesi, ebeveynler tarafından basılmak, telefon-kapı çalması gibi hareketlenmeler sonucu oluşan şeydir. Çok stres yapar. Tehlike atlatılsa bile sekse geri dönmek zordur, kafayı toparlayıp. Üçüncü kişiyle muhataplıkta, saç baş darmadağınık, ses garip bir tonda ve surat pancar gibi kıpkırmızıdır, üçüncü kişi durumu direk çakar. Eğlenceli değildir. Hele ki aldatma durumu söz konusuysa, adam yaralamaktan cinayete geniş bir yelpazede uzanan çılgınca aksiyon yaşama riski vardır.
7.Vajinaya hava kaçması:
Gereksiz komik bir olaydır. Kadını utandırır, erkeği güldürür, erkek çoklukla "phuauhah" efektiyle yatağa kendini atar, kadın sinir olur, küser trip yapar. Olay şöyle gelişir: doggy style ismi verilen pozisyonun verdiği vahşetli duyguların etkisiyle, erkek kadını daha çok domalmaya zorlar, penis bir an vajinadan tamamen çıkar, içeri hoff diye hava dolar, penis tekrar içeri girdiğindeyse "partpart pırt" diye osuruk sesi odayı doldurur. Osuruk değildir, kokusuzudur filan ancak osuruktan hiç bir farkı yoktur. Sıkça başıma gelir.
Keyifsizdir.
8.Partnerle hiç anlaşamamak:
Yine ilk sekslerde yaşanan frekans uyuşmazlığı. Karşındaki mazoşisttir, "vur bana" der, yapamazsın, istemezsin. Veya aniden şak diye tokatlamaya başlar, ne olduğunu şaşırırsın. İlle de "anal" diye tutturur. Prezervatifsiz yapmak ister. "Şöyle davran, böyle davran" der, kasılıp kalırsın. "Küfürlü konuş" der, terbiyen el vermez. Onu senin istediğin gibi davranması için yönlendirmeye çalışırsın, anlamaz, yapmaz. Kısacası tipler çeşit çeşit, her bir şeyi öğrenmek zaman alıyor, kimi şeyi de zaten insan hiç istemiyor.
Şurası kesin ki, insan herkesi tatmin edemiyor. Ki çok insanı etse bile, bir yerden sonra çoğu onu tatmin etmiyor. Seksi iyi bilsen bir dert, bilmesen bir dert.
9.Partnerin karşı cinsten biri çıkması:
Böyle bir şey hiç başıma gelmedi, geleni de duymadım açıkçası :)
Bir Hollywood klişesidir.
Gerçekleşmesi mümkün olabilir, şokla sonuçlanabilir.
10.Vajinismus:
Seks esnasında kadının vajinal kaslarının kasılıp kitlenmesi durumu. Bilinçaltında gizlenen korkulardan vesaire dolayı, yani psikolojik sebeplerden kaynaklandığı söyleniyor. Hiç yaşamadım ama zor bir durum olduğunu anlayabiliyorum. Tedavi gerektirir.
Orgazm, doğanın insana elleriyle sunmuş olduğu bir tribe girme, kafa yaşama olayıdır.
Hem ruhen, hem bedenen insan doyar, üstelik ilginç bir şekilde sağlıklı bir şey.
Halbuki bu kadar doyurucu olup da aynı zamanda sağlıklı olan başka bir şey yok sanırım dünyada, bakınız drugs, alkol, fıstıklı köfteden ali nazik kebabı, çayıdır, kahvesidir, sigarasıdır, hepsi zarar hepsi zarar.
Bir seks yapmak sağlıklı, onu da kondomla yapmak şartıyla elbette, neyse.
Hem bu kadar doğal bir aktivite aslında, yani doğal olarak bunu yapmamız zaten gerekiyor, ve bunu doğal olarak biliyoruz da.
Hem de -artık günümüzün seksi pazarlayan ve satan tüketime dayalı ekonomik yapısından mıdır, seksin halen toplumsal yaşantıda en büyük tabu olmasından mıdır bilinmez- yapana kadar binbir zorlu yolları aşmayı gerektiren, sonundaysa çoğunlukla hayalkırıklığı ile başbaşa kalıverdiğimiz bir tuhaf gizemli hareketler bütünü işte.
Binbir badireleri atlattınız.
Kadın dergilerindeki kozmetik reklamlarında gözünüze sokulan bulimik -ya da "ideal ölçülü" "mannken gibi"-, büyük dudaklı, minicik taş gibi popolu, iri göğüslü o kadının siz olmadığınızı, olamayacağınızı anladınız, veya hala anlamadınız.
Çocukluktan beri "erkeklere güvenmemek" gerektiğini iyice öğrenmiştiniz, bunca problem edilen bekaret kavramının saçma sapanlığını kafanızda çözebildiniz, kendi vücudunuzun sahibinin siz olduğunu sonunda ilan ettiniz, bilinçaltınıza yerleşmiş seksüel korkularla yüzleşmeye karar verdiniz, veya bunların hiç birini hala tam olarak gerçekleştiremediniz.
Eliniz masturbasyon tutmaya başladığından beri aşinalığınızın arttığı porno dergilerdeki kas yığını, büyük pipili, kadınları zevkten çıldırtan o erkeğin siz olmadığınızı, olamayacağınızı anladınız, veya hala anlamadınız.
Çocukluktan beri "kızlardan istemek, bıkmadan usanmadan istemek" gerektiğini iyice öğrenmiştiniz, ama artık kızların durmadan "vermeye" zorlanacak ruhsuz birer beden olmadığını anladınız, kendinizin her bulduğu deliğe girip sonsuza kadar tepinebilme gücü ve iktidarına sahip bir çükten daha fazlası -değerli ve güzel bir ruh, bir mucize olduğunuzu- keşfettiniz, veya bunların hiç birini hala tam olarak gerçekleştiremediniz.
Bir kadın ve bir erkek bu yollardan geçer, yatağa girerler.
Peki olabileceklerin en kötüleri nelerdir?!
Eğitici kısmı bitirdik, şimdi itiraf zamanı, utanalım gülelim :)
1.Başarısız fiziksel kusur saklama çabaları:
Göbek olur, popo sivilcesi olur, koca popo olur, alınması ihmal edilmiş fırça gibi bacak kılı olur. Yukarda dediğim gibi, kendimizi pornodan fırlamış gibi olmak zorunda hissettiğimizden, komplekslerin bini bir para beyler bayanlar.
Göbeği içeri çekeyim derken olaydan tamamen uzaklaşmak mı dersin, gıdıklanıyormuş gibi numara yaparak o eli o kıllı bacaktan uzak tutmaya çalışmak mı dersin.
En güvenlisi misyoner pozisyonunda ceset gibi yatmaktır, hiç bir riski yoktur ancak sıkıcıdır o da işte. Beylerin göbeklerini saklamak gibi bir şansları olabileceğini sanmıyorum -ki zaten öyle bir çaba içerisine de hiç biri girmiyor pezevenklerin neyse.
2.Kötü kokan cinsel sıvı sorunsalı:
Malum vajina her daim nemli ve kapalı bir ortamda kalan bir tuhaf organımızdır. Kolayca mantar üreyebilir, sentetik iç çamaşırıydı falan. Regl dönemi var, öncesi var, sonrası var. Normal şartlarda vajinal sıvıların kötü kokmaması gerekir, lakin normal şartlar her zaman kolaylıkla korunamayabilir. Her kadın kötü kokan vajina dönemleri geçirmiştir.
Penis ve testisler desen onlar da bir tuhaf organlar. Afedersiniz taşak kokusu diye bir olgu neredeyse bütün erkeklerde oluyor, ki güzel bir koku değil. Terlemek, dar iç çamaşırları vesaire bu kokuyu arttırıyor. Her gün yıkanmak bu soruna bir çözümdür. Bunun dışında herhangi bir cinsel hastalık taşımayan erkeklerde, penisten gelen sıvılar renksiz ve kokusuz olmalı normal durumda. Buna rağmen yurtdışında edindiğim sünnetsiz erkeklerle seks tecrübelerimde anladım ki, sünnet candır. O sünnet derisini geriye ittirip içinden çıkan vıcık vıcık nemli pespembe neşeli pipiyi mide bulantısız ağzıma almam mümkün olmadı bugüne kadar.
Kötü koku sekste konsantrasyonu azaltabilir, partnerle ilgili "acaba bir hastalığı mı var" gibi kuşkular uyandırabilir, direk mide bulandırabilir, utandırıcı ve kötüdür. Çözmek gerekir.
3.Oral seks esnasında ağza kaçan kıl sorunsalı:
Aslında en kötü durum sayılmaz, hatta komik bir durumdur. Ancak o kılla olaya devam edilemez. Durmayı ve kılı ağzın içinde bulup çıkartmayı gerektirir. 5-15 saniye arası pause'dir.
4. Anal seks esnasında bağırsak bozulması:
Ehem evet, bence listemizin en fena maddesi budur beyler bayanlar. Başka çiftlerde de duydum, benim de başıma geldi, peşin peşin itirafımdır.
Sebebi tabii ki, işte sindirim sisteminde bi tuhaflık olması filan, hepimiz kimi zaman ishal kimi zaman kabız oluruz. Anal seks süregelirken, işin püf noktalarını çok dikkate almak gerekir. Erkek kadını kati surette zorlamamalı, tercihen seks shoptan alınmış bir kayganlaştırıcı-olmadı vazelin ile giriş çıkış kesinlikle kolaylaştırılmalıdır. Eğer kadın yapamayacağını hissediyorsa, vazgeçmek ve daha sonra denemek gerekir. İlk giriş çıkışlarda son derece yavaş hareket edilmelidir, ilişkiyi kadın yönetmelidir.
Erkek öyle harala gürele ehhöhheöğ diye olaya girişirse, kadın da doğal olarak bir refleksle kendini kasar birden ve olaylar gelişir. Benim tecrübem aynen bu şekilde gelişti ve acayip utanç vericiydi. Ne olup bittiğini zaten kokudan o an anladık ve başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Yerin dibine girmek, dünyaya hiç gelmemiş olmak istedim. Ağlamadım ama, ağlamaya çok yakındım. Dinlediğim diğer hikayelerde de, kakasını tutamayan kızcağızlar ağlama çıldırma krizlerine girmişlerdi. Çok iyi anlıyorum o utancı.
Allah kimseye vermesin, çok fena çok.
5.İktidarsızlık:
Küçük pipi hiç problem değilken iktidarsızlık gerçek bir problemdir, bir kadın olarak şahsi düşüncem bu yönde. Ya da Türk kızı olarak alışkınlığımdan mıdır, pipileri hep önümde hazır nazır bulmaya bilmiyorum ama, kalkmayan bir pipiyi kaldırmaya çalışmaktan daha zahmetli, fena bir iş yok. Tabii bu bahsettiğim sadece ilk seksler için geçerli. Yoksa ben de severim, erkek arkadaşım tembel tembel uzansın, ben o pipiyi kaldırmaya çalışıym sonra gelsin pozisyonlar.
Bir çocuktan hoşlanıyordum, onun evindeydik, koltukta uzanıp film izledik sarılıp sarılıp, bira içiyoruz, acayip anlaşıyoruz, gece bizim, belli bir sevişme gelecek.
Uzun uzun öpüşmeler, okşamalar, iyi gidiyorduk. Sonra ileri safhada farkettim ki aşağıdan tık yok. Ne kadar okşadıysam, sırnaştıysam, soyunduysam kalkmadı. Saksoya yeltendim, çocuk gurur yaptı onu da istemedi, küfür filan etmeye başladı. Kendisi kaldırmaya çalıştı, yine olmadı. Kısacası olayımız yarım kaldı böylece. Bir daha da görüşmedik, ne o aradı, ne ben. İşin kötüsü insan komplekse giriyor. Kaldıramıyor muyum lan? diye düşünüyor. Bir de çocuk utandığı için de utandım, fena bir kısır döngüye girdik o anda.
İktidarsızlığın psikolojik sebepleri vardır çoğunlukla. Ancak kötü beslenme, alkol, sigara gibi alışkanlıklar da pipiyi kötü etkiler. Spor mesela iktidarsızlığın biricik düşmanıdır, sağlıklı yaşamak gerekir vesaire. Zaman zaman her erkek yaşayabilir ancak sürekli olursa seks yaşamı diye bir şey kalmaz, kötüdür. Tedavi gerektirir.
6.Seksin sabotaja uğraması:
İçeri aniden biri girmesi, ebeveynler tarafından basılmak, telefon-kapı çalması gibi hareketlenmeler sonucu oluşan şeydir. Çok stres yapar. Tehlike atlatılsa bile sekse geri dönmek zordur, kafayı toparlayıp. Üçüncü kişiyle muhataplıkta, saç baş darmadağınık, ses garip bir tonda ve surat pancar gibi kıpkırmızıdır, üçüncü kişi durumu direk çakar. Eğlenceli değildir. Hele ki aldatma durumu söz konusuysa, adam yaralamaktan cinayete geniş bir yelpazede uzanan çılgınca aksiyon yaşama riski vardır.
7.Vajinaya hava kaçması:
Gereksiz komik bir olaydır. Kadını utandırır, erkeği güldürür, erkek çoklukla "phuauhah" efektiyle yatağa kendini atar, kadın sinir olur, küser trip yapar. Olay şöyle gelişir: doggy style ismi verilen pozisyonun verdiği vahşetli duyguların etkisiyle, erkek kadını daha çok domalmaya zorlar, penis bir an vajinadan tamamen çıkar, içeri hoff diye hava dolar, penis tekrar içeri girdiğindeyse "partpart pırt" diye osuruk sesi odayı doldurur. Osuruk değildir, kokusuzudur filan ancak osuruktan hiç bir farkı yoktur. Sıkça başıma gelir.
Keyifsizdir.
8.Partnerle hiç anlaşamamak:
Yine ilk sekslerde yaşanan frekans uyuşmazlığı. Karşındaki mazoşisttir, "vur bana" der, yapamazsın, istemezsin. Veya aniden şak diye tokatlamaya başlar, ne olduğunu şaşırırsın. İlle de "anal" diye tutturur. Prezervatifsiz yapmak ister. "Şöyle davran, böyle davran" der, kasılıp kalırsın. "Küfürlü konuş" der, terbiyen el vermez. Onu senin istediğin gibi davranması için yönlendirmeye çalışırsın, anlamaz, yapmaz. Kısacası tipler çeşit çeşit, her bir şeyi öğrenmek zaman alıyor, kimi şeyi de zaten insan hiç istemiyor.
Şurası kesin ki, insan herkesi tatmin edemiyor. Ki çok insanı etse bile, bir yerden sonra çoğu onu tatmin etmiyor. Seksi iyi bilsen bir dert, bilmesen bir dert.
9.Partnerin karşı cinsten biri çıkması:
Böyle bir şey hiç başıma gelmedi, geleni de duymadım açıkçası :)
Bir Hollywood klişesidir.
Gerçekleşmesi mümkün olabilir, şokla sonuçlanabilir.
10.Vajinismus:
Seks esnasında kadının vajinal kaslarının kasılıp kitlenmesi durumu. Bilinçaltında gizlenen korkulardan vesaire dolayı, yani psikolojik sebeplerden kaynaklandığı söyleniyor. Hiç yaşamadım ama zor bir durum olduğunu anlayabiliyorum. Tedavi gerektirir.
10 Mart 2010 Çarşamba
İlk kez
Şöyle bir kaba hesapla, 10 yıldır seks işindeyim beyler bayanlar.
Oldukça erken başladığım bir gerçek, kendi kızım olsa veya başka çocuklar için konuşacak olsam, şiddetle karşı çıkacağım kesin.
Ailem de o zamanlar bilse bayağı problem çıkardı diye tahmin ediyorum.
Yaş 13-14, ortaokul öğrencisiyim.
Anadolu yakasında iddiasız bir ortaokulda öğrencilikle meşguldüm.
Yaşıtım erkekler top peşinde, kavga gürültü peşindeydiler.
Yaşıtım kızlar, Memoli mi Deli Yürek mi, tartışmalarını yürütmekte, bir de halen lastik oynamaktaydılar.
Daha çoook eskiden, çocukken bile, zaptı zor bir orospu olacağımın farkındaydım sevgili okuyucular.
Aklım başıma ermeye başladığı ilk anlarımda bile erkekler, öpüşmek, pipi düşünürdüm, bu konulara acayip merakım ve ilgim vardı.
Ortaokulda ohoo, çoktan meme sahibiydim ve regl oluyordum tabii, zamanı değildiyse neydi?
İlk sevgilim vardı o dönemde, E diyelim ona.
Çok aşıktım normal olarak, 3 yaş büyüktü benden, ben 13 o 16.
Salak salak şeyler yapıyorduk. İçki yok, sigara yok, bar disko o tip şeyler yok, hiç bi eğlencemiz yokmuş şimdi bakıyorum da.
Küçük küçük işte öpüşmelerdi şunlardı bunlardı, en sonunda o işi yaptık, hiç şaşıracak bir şey göremiyorum bunda.
O işe gelene kadar, elle ve ağızla yapılması mümkün bütün atraksiyonları döndürüp dolaştırıp denemiştik zaten.
Annesi babası evde olmuyorlardı, komşulara görünmeden eve çıkıyorduk, asansörde ateşli öpücükler, ellemeler gırla.
Günün birinde, bir Çarşamba günüydü bunu hatırlıyorum, ısrar etmiştim artık yapalım diye, yapmıştık.
Oldukça zor bir olaydı, o çük orama girene kadar o kadar uğraştık ki. Hiç birşey anlamadık üstelik, ne o, ne ben. Canım acayip yandı, istemedim ama bi yandan da istedim. Aslında istiyordum ki, E görsün ne kadar açık fikirli, istekli, süper bi kız olduğumu.
Eve gittiğimde külodumda kan vardı, sonra E söyledi, onun da yorganı kanlanmış. Bekaretimi de ispat etmiştim işte!
Sonraları öyle yavaş yavaş sekse devam ettik.
Açıkçası onunla yaptığım seksleri bugün düşününce aklımda çok az güzel ayrıntılar kalmış. Bütün olay ona kendimi sevdirmekten ibaretti.
İşe de yaradı sayılır, çünkü bana çok aşıktı uzun yıllar boyunca. Ben de ona çok aşıktım, ama kaşarlığım tuttu sonradan. Başka bir yazının konusu.
İşin güzel yanı, ilk seks deneyimimi çok yakından ve uzun yıllardır tanıdığım, arada aile dostluğunun olduğu biriyle yaşamış olmamdı.
Yaşım küçüktü, kendimden büyük biriyleydim, ama ikimizin de ilk deneyimiydi. Kullanılmadım veya istemediğim bir şeye zorlanmadım.
Bu çok önemli bir ayrıntı. Bugün seksle ilgili her konuda değilse de, bir çok konuda açıksam, suçluluk duymadan istediğim şeyleri yapabiliyor ve herkesin de yapmasını destekliyorsam vesaire, geçmişimde seksüel bir travmam olmadığı içindir. Tahminim bu yönde.
Kızlar 13 yaşında sekse başlasın gibi bir şey asla demem, çünkü ne bedensel ne psikolojik olarak gelişmemiş olduğun bir çağda her şey acayip ters gidebilir. Ben hazır ve istekliydim, ve şansım yaver gitti, olayım budur.
Korunmak gibi kavramlar E ve bana uzaktı, ancak çok ilginç bir olay, ben de şu an inanamıyorum, o kadar saat tepişip duruyorduk ve E hiç ama hiç boşalmıyordu. Yani kendini tutuyordu tabii çocuk, ama ben 3 yıl süren ilişkimiz boyunca sadece bir iki kere sperm görme şerefine nail olabildim, o da binbir ısrarım sonucu herifin masturbasyon yapmasıyla oldu. Ben de hiç ama hiç orgazm olmadım, bir kere bile. Hamilelik gibi bir dert başımıza almadan ilişkimizi bitirdik sonunda, bravoydu bize.
E ve sonrasında edindiğim bir kaç erkek arkadaşımla sevişmelerimizden zevk almıyordum, dediğim gibi seks yalnız karşımdaki erkeği mutlu etmek, ona yakın olmak için bir araçtı benim için.
Neden hoşlanıp hoşlanmadığımı yavaş yavaş, birileriyle daha yattıkça ve çok porno izleyerek öğrendim diyebilirim. Pornoseverliğimin itirafıdır beyler bayanlar.
Oldukça erken başladığım bir gerçek, kendi kızım olsa veya başka çocuklar için konuşacak olsam, şiddetle karşı çıkacağım kesin.
Ailem de o zamanlar bilse bayağı problem çıkardı diye tahmin ediyorum.
Yaş 13-14, ortaokul öğrencisiyim.
Anadolu yakasında iddiasız bir ortaokulda öğrencilikle meşguldüm.
Yaşıtım erkekler top peşinde, kavga gürültü peşindeydiler.
Yaşıtım kızlar, Memoli mi Deli Yürek mi, tartışmalarını yürütmekte, bir de halen lastik oynamaktaydılar.
Daha çoook eskiden, çocukken bile, zaptı zor bir orospu olacağımın farkındaydım sevgili okuyucular.
Aklım başıma ermeye başladığı ilk anlarımda bile erkekler, öpüşmek, pipi düşünürdüm, bu konulara acayip merakım ve ilgim vardı.
Ortaokulda ohoo, çoktan meme sahibiydim ve regl oluyordum tabii, zamanı değildiyse neydi?
İlk sevgilim vardı o dönemde, E diyelim ona.
Çok aşıktım normal olarak, 3 yaş büyüktü benden, ben 13 o 16.
Salak salak şeyler yapıyorduk. İçki yok, sigara yok, bar disko o tip şeyler yok, hiç bi eğlencemiz yokmuş şimdi bakıyorum da.
Küçük küçük işte öpüşmelerdi şunlardı bunlardı, en sonunda o işi yaptık, hiç şaşıracak bir şey göremiyorum bunda.
O işe gelene kadar, elle ve ağızla yapılması mümkün bütün atraksiyonları döndürüp dolaştırıp denemiştik zaten.
Annesi babası evde olmuyorlardı, komşulara görünmeden eve çıkıyorduk, asansörde ateşli öpücükler, ellemeler gırla.
Günün birinde, bir Çarşamba günüydü bunu hatırlıyorum, ısrar etmiştim artık yapalım diye, yapmıştık.
Oldukça zor bir olaydı, o çük orama girene kadar o kadar uğraştık ki. Hiç birşey anlamadık üstelik, ne o, ne ben. Canım acayip yandı, istemedim ama bi yandan da istedim. Aslında istiyordum ki, E görsün ne kadar açık fikirli, istekli, süper bi kız olduğumu.
Eve gittiğimde külodumda kan vardı, sonra E söyledi, onun da yorganı kanlanmış. Bekaretimi de ispat etmiştim işte!
Sonraları öyle yavaş yavaş sekse devam ettik.
Açıkçası onunla yaptığım seksleri bugün düşününce aklımda çok az güzel ayrıntılar kalmış. Bütün olay ona kendimi sevdirmekten ibaretti.
İşe de yaradı sayılır, çünkü bana çok aşıktı uzun yıllar boyunca. Ben de ona çok aşıktım, ama kaşarlığım tuttu sonradan. Başka bir yazının konusu.
İşin güzel yanı, ilk seks deneyimimi çok yakından ve uzun yıllardır tanıdığım, arada aile dostluğunun olduğu biriyle yaşamış olmamdı.
Yaşım küçüktü, kendimden büyük biriyleydim, ama ikimizin de ilk deneyimiydi. Kullanılmadım veya istemediğim bir şeye zorlanmadım.
Bu çok önemli bir ayrıntı. Bugün seksle ilgili her konuda değilse de, bir çok konuda açıksam, suçluluk duymadan istediğim şeyleri yapabiliyor ve herkesin de yapmasını destekliyorsam vesaire, geçmişimde seksüel bir travmam olmadığı içindir. Tahminim bu yönde.
Kızlar 13 yaşında sekse başlasın gibi bir şey asla demem, çünkü ne bedensel ne psikolojik olarak gelişmemiş olduğun bir çağda her şey acayip ters gidebilir. Ben hazır ve istekliydim, ve şansım yaver gitti, olayım budur.
Korunmak gibi kavramlar E ve bana uzaktı, ancak çok ilginç bir olay, ben de şu an inanamıyorum, o kadar saat tepişip duruyorduk ve E hiç ama hiç boşalmıyordu. Yani kendini tutuyordu tabii çocuk, ama ben 3 yıl süren ilişkimiz boyunca sadece bir iki kere sperm görme şerefine nail olabildim, o da binbir ısrarım sonucu herifin masturbasyon yapmasıyla oldu. Ben de hiç ama hiç orgazm olmadım, bir kere bile. Hamilelik gibi bir dert başımıza almadan ilişkimizi bitirdik sonunda, bravoydu bize.
E ve sonrasında edindiğim bir kaç erkek arkadaşımla sevişmelerimizden zevk almıyordum, dediğim gibi seks yalnız karşımdaki erkeği mutlu etmek, ona yakın olmak için bir araçtı benim için.
Neden hoşlanıp hoşlanmadığımı yavaş yavaş, birileriyle daha yattıkça ve çok porno izleyerek öğrendim diyebilirim. Pornoseverliğimin itirafıdır beyler bayanlar.
9 Mart 2010 Salı
Tanışalım, beyler ve bayanlar!
Karşınızda, ben, kendime "Mart kedisi" diye isim taktım.
Aylardan Mart, bloguma bereket getirsin inşallah.
Bu blog seks hikayelerimi konu alıcak, isimler elbet takma, yalan yok, abartı olabilir, huyum kurusun.
Bunun dışında, seksle ilgili türlü çeşitli aklıma takılanlar, pek sevegeldiğim erkekler ve dünyalarına ilişkin düşüncelerim, tecrübelerim, eski sevgililerim falandır fıstıktır, konu edeceğim diğer mevzulardır.
Her insan evladı olarak bizler sekse meraklıyız, değil midir?
pucca'yı, beş posta'yı, itiraf.com'u vs sevdik, sıra mart kedisindedir.
Yurtdışında yaşayan aslen İstanbullu 23f, daha da ayrıntı yok!
Eğlenicez gibi hissediyorum ;)
Aylardan Mart, bloguma bereket getirsin inşallah.
Bu blog seks hikayelerimi konu alıcak, isimler elbet takma, yalan yok, abartı olabilir, huyum kurusun.
Bunun dışında, seksle ilgili türlü çeşitli aklıma takılanlar, pek sevegeldiğim erkekler ve dünyalarına ilişkin düşüncelerim, tecrübelerim, eski sevgililerim falandır fıstıktır, konu edeceğim diğer mevzulardır.
Her insan evladı olarak bizler sekse meraklıyız, değil midir?
pucca'yı, beş posta'yı, itiraf.com'u vs sevdik, sıra mart kedisindedir.
Yurtdışında yaşayan aslen İstanbullu 23f, daha da ayrıntı yok!
Eğlenicez gibi hissediyorum ;)
Etiketler:
giriş mahiyeti,
mart kedisi,
olay nedir,
olaylar nasıl gelişir
Kaydol:
Yorumlar (Atom)